Murat Gürsoy ile Karadeniz Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu
Ordu’nun önemli sanayicilerinden Kadir Engin oldu. Kendi deyimiyle yaşamının
üçüncü çeyreğini süren, dostluğu, doğayı ve avcılığı çok seven 75 yaşındaki
Engin ile 42 yıllık ticari deneyimini dikkate alarak kent ekonomisinden ülke
gündemine pek çok şeyi konuştuk.
İş
dünyasında ve yakın çevrenizde bilgi birikiminiz, renkli kişiliğiniz ve açık
sözlülüğünüz ile tanınıyorsunuz. Kendinizi anlatır mısınız?
1943 yılında Ordu'da dünyaya geldim. Babam Salim Ağa, annem
Beyhan hanımdır. Beş kardeşin en küçüğüyüm. İlk, orta ve lise tahsilimi Ordu'da
bitirdim.1964 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini tamamlamadan
askere gittim. Hukuk Fakültesi yıllarımda Uğur Mumcu’nun okul arkadaşı olmaktan
büyük gurur duydum. Askerlik görevimi Yedek Subay Öğretmen olarak Denizli'de
yaptıktan sonra bir dönem tarımla uğraştım. 1968'de tuz toptancılığıyla
ticarete girdim. Borsa meydanında tuz toptancısı Fazlı Aydoğdu ile birlikte kilosu
15 kuruşa çakıl tuz sattık. O dönemde çakıl tuzunu gemilerle İzmir Çamaltı
tuzlasından gemilerle getirdik. Cengiz Kaptanoğlu’nun gemileriyle. 1970’li
yıllarda Orhan Turnalı’nın kurduğu Bizim Gaz bayiliğini aldım. O yıl Aliye
Gürsoy ile evlendim. 1978’lerde de Koç Grubu ile beyaz eşya üzerine günümüz
deyimiyle çözüm ortaklığımız başladı.
O
yıllar Türkiye’nin ve Ordu’nun beyaz eşya ile yeni yeni tanışmaya başladığı
günler olsa gerek…
Tam da dediğiniz gibi. Hatta bayilik görüşmelerimiz de çok
ilginç geçmişti o yıllarda. Bir akşam tam ofisi kapatmak üzereyken önce Arçelik
yetkilisi Sebahattin bey içeriye girdi. “Size bayilik vereceğiz hayırlı olsun”
dedi. Çayları söyledik konuşuyoruz. O esnada AEG grubunun elemanı içeriye
girdi. Aynı cümlelerle “size bayilik vereceğiz hayırlı olsun” demeye kalmadı.
Gülmeye başladım. İlk teklif az önce Arçelik’ten geldi onu kabul ettik dedim.
Böylece Koç Grubu ile çalışmaya başladık.
Türk iş
dünyasının duayen ismi Vehbi Koç ile tanışıklığınız da o yıllara mı rastlıyor?
Dolaylı tanışıklığımız evet o yıllarda oldu. Daha sonra Vehbi
bey 1985 yılında Orduya geldi. Çok değerli bir insandı. Birçok yerde bayi
toplantılarında beraber olduk.
Sizce o
zamandan bugünlere geldiğimizde iş dünyasında kişilik performans ve başarı
öyküsü olarak ne tür farklılıklar oluştu?
1950’lerden bugüne kadar üç ciltlik fotoğraf albümü var. Geçenlerde
o albümü karıştırıyordum. Resimlerde insanların son derece şık olduğunu gördüm.
Giyim kuşam konusunda küçük Hasan olarak bilinen Hasan Çebi, Hüseyin Köksal ve
Kahraman Sağra gibi işadamlarını hep İngiliz kumaşından dikilmiş kıyafetleri
ile kravatlı ve fötr şapkalı gördüm. O dönemim şıklığını bugün görmek mümkün
değil.
Sanayiciliğiniz
hangi yıllarda başlıyor?
Sanayicilik denir mi bilmiyorum ama dönemin başbakanı Bülent
Ecevit döneminde 1978 yılında ülkede gaz darlığı olunca bugünlerdeki gibi bir
ambargo iklimi oluşmuştu. Şimdiki gibi döviz de yok ama sıkıntı çok büyük. Gaz
bulamayınca, nasıl bulunur? diye fikir ürettik. Bayisi olduğumuz Bizim Gaz A.Ş’nin
patronu Hayrettin beye teklif götürdük. Bir aile şirketi olarak doğduğum köye
Turnasuyu’na Turnagaz’ı kurduk. Sonra giderek büyüdük. O zaman piyasada bir
ciddiyet vardı. 1990’ların başında Samsun tesisini kurduk. Batıda ise Tüpraş’a
boru hattı ile bağlı rafine sahasında üçüncü tesisimizi kurduk. Tüm Karadeniz’e,
İç Anadolu’nun bir kısmına ve Kars’a kadar olan bir alana yayıldık. Zamanla bu
büyüme GESAN A.Ş’ye dönüştü. Bazen ilk 500’ün ilk 100 kuruluşu içinde bazen
ikinci 500 kuruluş içinde yer aldık.
Turnagaz
hakkında neler söylersiniz?
Turnagaz’da, teknolojiye ve insana yaptığı yatırımlarla
sürekli kendini yenileyerek toplam kaliteyi ve müşteri memnuniyetini en üst
seviyeye çıkartmayı hedefledik. Doğa dostu bir kuruluş olarak evlere, sanayi
kuruluşlarına ve LPG kullanan benzinli araçlara çevreci yakıt temin ederek
çevrenin kirlenmesini önlemeyi amaçladık. Halkımızın can ve mal güvenliğine
verdiği önemden dolayı ülkemizde ilk sigortalı tüp uygulamasını başlatan
Turnagaz olmuştur. Karadeniz bölgesindeki ilk LPG otogaz istasyonunu açan
Turnagaz, kendi teknik ekibini kurmuş ve son teknoloji ürünlerini kullanarak
otogaz ağını genişletmiştir. Gelişmeleri yakından takip ederek sürekli
ilerleyen, ilkeli çalışması sayesinde de güvenilirliğini ortaya koyan Turnagaz
sektörde tercih edilen bir iş ortağı olmuş Türkiye’nin en büyük akaryakıt
şirketi olan Petrol Ofisi ile 2001 yılında otogaz ikmal anlaşması imzalamıştır.
Turnagaz bu anlaşma ile büyüklüğünü ve güvenilirliğini bir kez daha
kanıtlamıştır.
Çok
ortaklı bir yapıda böylesi başarılar elde edilebiliyor demek ki…
Haklısınız, biz Ordu’da olmayanı başardık aslında. ORDUSİAD
Başkanı olarak da bundan muzdaripim. Karadenizli kendi bireysel egosunu öne
çıkarmayı marifet sayıyor. Ortaklık duyguları körelmiş pek çok girişimcinin.
Oysa beraber çalışıp beraber bölüşmeyi öğrenmeliyiz.
Biraz
da ulusal ölçekte sektör sorunlarına değinelim istiyorum. Bu konuda neler
söylersiniz?
Aslında her sektör kan ağlıyor. Türkiye’de enerji kapsamı
itibari ile oldukça geniş bir sektör. Kömürden gaza kadar çok farklı segment
var. Bunun içinde otogazın payı da 4 milyon ton. Sektöre oyuncu olarak giren Doğu
ve Güneydoğulu işadamları sayesinde kar marjları düştü. Devletin teknik ve mali
denetimleri bu anlamda yetersiz kaldı. Sektör bir anlamda yaşam mücadelesi
veriyor. Sermaye ve emek kaybına neden oluyor. Denetim mekanizmalarında bir çok
uzman çalışıyor ama yine de petrolde ve LPG’de ciddi sıkıntılar yaşıyoruz.
Ülkenin
içinde bulunduğu yeni döneme ilişkin görüşleriniz nedir?
Devlet şirket gibi yönetilir mi. Ben hukukçu biriyim.
Türkiye’deki az gelişmişliğin verdiği “büyüklerimiz iyisini bilir” tablosu içinde
tek adamlığa doğru bir geçiş var. Yasama, yürütme ve yargı erkleri ne oldu.
Yasama erki Meclise aitti artık yok. Kanunun bir metni ve ruhu vardır şimdi o da
yok. ABD başkanı bugün 30 milyon ödenek için yerlerde sürünüyorken parlamenter
sistemden vazgeçilemez diyorum.
Ordu’nun
yerel yönetim, sosyolojik yapı ve imar anlamında gelişimini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Ordu, çağın çok ilerisinde bir şehir görünümünde artık. Ama aynı
gelişimi üretim ve istihdam konusunda başaramadık. Milli geliri sadece hizmet
sektörüyle artırıyoruz. Bir Sağra veya Çamsan kurulamadı burada. Fındık bir şey
bırakmıyor. Fındığa bağlı büyüme ile buraya kadar oluyor demek ki. Ordu’da merkezde
ve Fatsa ilçesinde olmak üzere iki Organize Sanayi Bölgesi var. Bu içimizde bir
yaradır. 70-80 milyon TL. kamulaştırma bedeli var ama bir türlü yapılamıyor.
Bize yatırım için alan lazım. Ordu’da 102 milyon harcanıp stadyum yapılıyor.
Bunu yap da 15 bin kişiye sanayide istihdam sağlayalım. 250 stat yapacağına 100
tane yap 150 de sanayi bölgesi yap. Biz mi hesap bilmiyoruz acaba. Üretim
artacaksa yeni üretim ve katma değerli üretim yapmak lazım. Türkiye’de 4 tesis
yaptım. Samsun’da, İzmit’te yaptım başım ağrımadı Ordu’da ağrıdı. Neden acaba?
Çünkü, para yok artık deniz bitti. Tüm yatırımlar durdu Ordu’da. Ne Türkiye ne
de Ordu yol ve betonla kalkınamaz.
Ordu’da
bir çıkış olarak görünen turizm gerçeklerle örtüşüyor mu?
Karadeniz’de turizm patlaması beklemek safdillik olur.
Ordu’nun 7-8 yıldan beri otel yatırımları konusunda aşama kaydetmesinden
mutluyuz. O da hizmet sektörü ama dinamik bir sektör ve istihdam için çok
önemli. İl geneli küçülüyor ama şehir merkezi büyüyor. Turizm gelişimi bizim modern
yapımızın devamıdır. Bu yapımın devamında yeni projelerle fayda görüyoruz.
Bunca
işinizin arasında bir de ORDUSİAD başkanlığınız var. Oradaki çalışmalar nasıl
gidiyor?
ORDUSİAD’da iki dönem başkanlık yaptım, Toplam süre 11 yıl.
40 kişiye yakın kadroyu 100 kişiye çıkarmak hedefiyle yola çıktık. Kendi üye
aidatıyla ayakta kalan bir dernek olmayı istedik. Toplu yemeklerle şehrin önde
gelenleri ile istişare, danışma ve tanışıklık ortamı oluşturuyoruz. Bunun
sonucu olarak Çambaşı A.Ş’yi kurduk. Kayak merkezinin yanı başında bir tesis
amaçlıyoruz. O da pek kolay olmadı ancak bürokratik engelleri zor da olsa aştık
ve bir hayli mesafe kat ettik.
Çevrenizdekiler
sizi en çok hangi yönünüzle anlatır?
Galiba en çok dostluğumdan, doğaya olan düşkünlüğümden ve
avcılık merakımdan bahsederler. Avcılığımı gönüllü çevre dostluğu olarak tanımlıyorum.
Fotoğraf çekmek, av anısı yazmak ve kivi yetiştiriciliği hobilerim arasında
önemli yer tutar. Bu anlayış içindedir ki Ordu Avcılar Derneği Başkanlığı’nı
uzun yıllar sürdürmekteyim.
Çok
teşekkür ediyoruz, sayın Engin…
GESAN
YATIRIM VE TİCARET A.Ş
Gesan Yatırım ve Ticaret A.Ş. 1981 yılında Ordu’da kuruldu.
1983 yılında Ordu LPG Dolum Tesisi ile faaliyetine başlayarak Turnagaz markası adı
ile Karadeniz Bölgesi’ne hizmet sunmaya başladı. 1991 yılında Samsun LPG Dolum
Tesisi’nin devreye girmesiyle Karadeniz Bölgesi’ndeki gücünü ve hizmet alanını
arttırdı. 1999 yılında da Kocaeli LPG Depolama ve Dolum Tesisi’nin depolama
kısmını hizmete sokarak faaliyetinin üstünde kapasitesi ile birçok LPG dağıtım
şirketine stoklama hizmeti sunmaya başladı. 2002 yılında ise Kocaeli tesisinde
tüplü LPG satışına başlandı. Uyguladığı gelişme planı sonucunda Turnagaz,
Kocaeli LPG Depolama ve Dolum Tesisi’ni açmakla sektörde ulusal şirketler
grubunda yer almaya hak kazandı.